KUDUZ
Hızlı seyreden ölümle sonuçlanan viral bir hastalıktır. Tüm sıcakkanlı hayvanlarda ve insanlarda görülür. Etkeni sinir dokusuna yerleşir ve hastalık 10 günden bir kaç aya kadar ilerler. Şuur kaybı, huzursuzluk, su korkusu ve felçlerle karakterizedir. Bu gibi belirtiler ortaya çıktıktan sonra en geç 10 gün için de ölümle sonuçlanır. Genellikle bulaşma salyadan, hayvan ısırması ile gerçekleşir. Hastalığın seyri 3 dönem gösterir. 1-Sükûnet Dönemi: Hareket değişikliği, korkaklık, sinirlilik, evden uzaklaşma, yabancı cisim yeme, yutkunma zorluğu, salya akışı (1-3 gün sürer ) 2-Saldırgan Dönem: Huzursuzluk artar, ısırma arzusu fazladır, çok saldırgandır (3 gün sürer) 3-Felç Dönemi: Ölümden kısa süre önce oluşur, vücudun çeşitli yerlerinde felçler oluşur, yutma güçtür, alt çene felçtir, salya akışı fazladır (3-4 gün sürer, ölümle sonuçlanır) Bu hastalığın tedavisi mümkün değildir. Aşı, yavrular 12-13 haftalıkken yapılır ve her yıl tekrarı gerekir.
KENNEL COUGH
Öksürükle seyreden solunum sistemi hastalığıdır. Etkeni aldıktan 4 gün sonra başlayan öksürüğün karakteri kuru veya yaş olabilir ve mukoz bir salgı çıkartılır. İlerlerse pneumoni oluşur. Aşısı, yavrulara 8 ve 12. haftalarda 2 doz şeklinde yapılır. Her yıl tekrarı gerekir.
CORONA VİRÜS ENFEKSİYONU
Kusma ve ishalle seyreden yavrularda ölümle sonuçlanan hastalıktır. Depresyon ve iştahsızlık vardır. Dışkı sulu, sarı, yeşil veya turuncu renktedir. Belirgin bir kokusu vardır. İshal 2-3 gün sürer. Yavrularda ölümle sonuçlanabilir. Aşısı 7-12. haftalarda yavrulara 2 doz yapılır. Her 6 ayda bir tekrarı gerekir.
KANLI İSHAL (PARVOVIRAL ENTERITIS)
Aşılanmamış yavrular da ölümle sonuçlanan çok bulaşıcı bir hastalıktır. Hastalıklı bir köpekle temas eden herhangi bir canlı bu hastalığı diğer köpeklere taşır. Etken 0-C 'nin altında dahi uzun süre yaşayabilir. Kusma, kan veya mukoz bir katmanla kaplı dışkı en tipik belirtidir. İştah azalması, depresyon ve yüksek ateşle seyreder. Rottweiler, Doberman Pinscher, English Spaniel gibi ırklar özellikle hassastır. Aşısı, yavrulara üçer hafta ara ile 3 doz şeklinde yapılır ve yıllık tekrarı gerekir.
KÖPEK GENÇLİK HASTALIĞI (DISTEMPER)
Solunum, sindirim ve merkezi sinir sistemini etkileyen ölümcül bir hastalıktır. Ateş, burun ve gözyaşı akıntısı, depresyon, iştahsızlık, ishal görülür. Daha sonra titremeler, koordinasyon bozukluğu ve 2-4 hafta süre içerisinde ölüm görülür. Aşısı yavrularda 10,13 ve 16. haftalarda 3 doz şeklinde yapılır, her yıl tekrarı gerekir.
KAN İŞEME HASTALIĞI (LEPTOSPIRA ENFEKSİYONU)
Köpeklerde ve diğer hayvanlarda görülen özellikle karaciğer, böbrek ve üreme organlarını etkileyen bir hastalıktır. Etken vücudun her tarafına yayılır. Ateş, kan işeme, anemi görülür. Ölüm böbrek yetmezliği sonucu oluşur. Kalp, merkezi sinir sistemi ve göz etkilenen diğer bölgeler arasındadır. Şehir köpeklerinde daha sık rastlanır. Depresyon, ishal, öksürük, güç solunum görülür. Yavrular 10, 13 ve 16. haftalarda 3 kere aşılanır. Yurtdışında, özellikle yaygın bölgelerde 4-6 ayda bir tekrarı yapılır. Ülkemizde ise senelik tekrar yapılmaktadır.
KÖPEKLERİN KARACİĞER ENFEKSİYONU(CAV-1)
Özellikle karaciğer, böbrek, göz ve kan damarlarını etkileyen bir hastalıktır. Ateş, titreme, koordinasyon bozukluğu görülür. Aşılanmamış köpeklerde 1-2 saatte ölümle sonuçlanır. Bağışıklığı düşük olan yavrularda depresyon, iştahsızlık, ateş, sancı, karaciğer büyümesi, göz hastalıkları, kusma meydana gelir. Yavrular 10-13-16. haftalarda 3 doz aşılanır. Aşının yıllık tekrarı gerekir.
EKİNOKOK KİSTİ(Hidatid-Hidatik Kist)
Kist hidatit insan ve hayvan sağlığını tehdit eden, ülkemizde çok yaygın olan, önemli bir parazitler hastalıktır. Hastalığın etkeni E.granulosus 'dur. Parazitin olgunu köpek, kurt, çakal gibi etçil hayvanların ince bağırsağında yaşar. Yumurta ve larva formu ise, insan ve diğer memelilerin iç organlarında yaşar. Parazit, kedilerde bulunsa bile üreyemediğinden dolayı insanlar için bir tehlike arz etmez. Parazitlerin yumurtası, köpeklerin dışkısı ile atılır ve çevreye yayılır. Bu yumurtalar çok dayanıklıdır, toprakta ve soğukta 1 yıl kadar canlı kalabilirler. Yumurta, ağız yolu ile insan ve diğer memelilerin bağırsaklarına ve oradan da kan yoluyla iç organlara özellikle akciğere ve karaciğere taşınır ve larva formuna dönüşür. Larva formuna kist hidatit denir ve bunlar içi sıvı dolu keselerdir. Köpekler, kistli bir memelinin etini çiğ olarak yedikleri zaman, parazitle enfekte olurlar. Bu parazitler köpeklerin bağırsağında olgunlaşarak yumurta verirler ve bu döngüyü devam ettirirler. Kist hidatik, zannedildiği gibi tüylerden kaynaklanan bir hastalık değildir; ancak köpekler dışkısını yaparken, dışkıdaki yumurtalar tüylere bulaşır. Memelilerdeki kistler yavaş büyürler. Dokularda, kistler kapsülle sarılarak sınırlandırılır ve maksimum portakal büyüklüğüne ulaşabilir. Göğüs ve karın boşluğu gibi boşluklu organlarda ise 10-20 yıl gibi bir süre zarfında 20cm çapa erişirler ve bu aşamada fiziksel belirtiler oluşur.
Kistler çoğunlukla klinik belirtiler göstermese de lokalize olduğu organ veya dokuya yaptığı basınç, kapladığı hacim nedeni ile normal fonksiyonları bozar ve ağrı yapabilir. Diğer bir tehlikesi ise kistlerin kendiliğinden veya ameliyatta yanlışlıkla patlatılmasıdır ki bu da anaflaktik soka ve tekrar enfeksiyonun alınmasına neden olur. Kist hidatik 'in dışında yine Ekinokok cinsine bağlı E.alveolaris türünün larvasına ise alveolar kist denir. Bu parazitin taşıyıcıları kemiriciler, çeşitli memeliler ve insandır. Bu etkenin yaşam döngüsü ise genellikle yabani hayvanlar ve tarla fareleri arasında olur. Yol açtığı hastalık diğer yönleriyle kist hidatik 'in neden olduğu hastalığa benzerdir. Teşhis, köpek kili üzerinde veya dışkısında parazitimsi segmentlerin bulunması ile yapılır. Kist hidatik'ten korunmak için petlerinize çiğ veya az pişmiş et vermekten çekinmeli ve Veteriner Hekiminizin belirleyeceği bir paraziter mücadele programını takip etmelisiniz. Kist Hidatikle mücadele programı, ya 4 ayda bir dışkı muayenesi ya da mevcut paraziti dökmek amacıyla paraziquantel etken maddesini içeren anti paraziter ilaçların kullanılması şeklinde olur. Etken insanlara sindirin yoluyla bulaştığı için aldığımız gıdaların temiz olmasına dikkat etmemiz korunmak için yeterli olmaktadır.